Günlük yaşantımızda başlıca kullandığımız enerji kaynakları; petrol, doğal gaz, kömür, hidroelektrik, güneş enerjisi, elektrik enerjisi, mekanik enerji ve ısı enerjisidir. Bunlar dışında, bedenimizin yürüme, konuşma, göz kırpma gibi yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli olan enerji besinlerden karşılanmaktadır.Yaşantımızın en önemli unsurlarından biri şüphesiz ki enerjidir. En basit ve yaygın kullanımı ile enerji, iş yapabilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Yani, iş yapabilmenin temelini "enerji" oluşturmaktadır. Bu nedenle, enerji elde edemeden yaşamsal faaliyetlerimizin hiçbirini gerçekleştiremeyiz.
Enerji Denilince Aklımıza Mutlaka Güneş Gelmeli!
Güneş enerjisi, diğer pek çok kaynağın temelini oluşturan bir kaynak olarak kabul edilmektedir. Çünkü Dünya'daki ekolojik dengede yer alan tüm canlı ve cansız varlıkların var olması Güneş'e bağlıdır. Dünya, Güneş etrafında dönerek mevsimleri, kendi etrafında dönerek de gece ve gündüzün oluşmasını sağlamaktadır. Güneş ışınlarının Dünya'ya verdiği ışık ve ısı ise ekolojik döngü içinde yer alan canlı ve cansız varlıkların yaşamsal faaliyetlerinin temelini oluşturmaktadır.
Güneş ışınlarının Dünya'ya gelmesi sayesinde bitkiler oluşmakta, hava hareketleri meydana gelmekte, hayvanlar günlük aktivitelerini karşılayabilmekte ve tüm bunlara bağlı olarak insanlar da yaşamlarını idame ettirebilmektedir. Tüm bu döngüler sonucunda ise enerji kaynakları da meydana gelebilmektedir. Örneğin, rüzgar enerjisinin temeli de Güneş'e dayanmaktadır. Şöyle ki; Güneş ışınlarının gün içinde farklı açılarla gelmesi ile sıcaklık farklılıklarının yaşanmasına ve sıcaklık farklılıkları ile de hava hareketlerinin yaşanmasına sebep olmaktadır. Hava hareketlerinin yaşanması ise rüzgar enerjisini meydana getiren itici kuvvetlerin oluşması yani enerji elde edilmesi anlamına gelmektedir.
Enerji kaynaklarının akılcı, israf edilmeden, gerektiği kadar ve verimli kullanılması için ve bu bilincin yaygınlaşması adına her yıl ocak ayının 2. haftası "Enerji Tasarrufu Haftası" olarak kutlanıyor. 2020 yılında ise 6- 12 Ocak haftası "Enerji Tasarrufu Haftası" olarak kutlanacak.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ülke sınırları içerisinde petrol ve doğalgaz rezervi bulunmadığı ve yerli ve milli enerji kaynaklarına son birkaç yıldan beri yöneldiği için enerjisinin yaklaşık olarak %85'ini ithal ediyor. Ülkemizde pek çok sektörde kullanılan petrolü, %90'ların üzerinde dışarıdan temin ediyoruz.
Enerjiyi ithal ettiğimiz her miktar için döviz üzerinden milyonlarca borçlanmış oluyoruz, cari açığımız artıyor ve tüm bunlar da ülke ekonomimize olumsuz olarak yansıyor. Durum böyle olduğu için, ülke olarak enerjiyi en akılcı en verimli şekilde kullanma mecburiyetimiz bulunuyor.
Enerji tasarrufu, enerjinin gerektiği kadar israf edilmeden kullanılması, hatta biraz da konforumuzdan ödün vererek tüketilmesini sağlamaktır. Örneğin, evlerimizde ayrı ayrı odalarda işlerimizi yapmaktansa bir araya gelerek, tek bir aydınlatma altında bunu yapmak bir enerji tasarrufu adımıdır.
Enerji verimliliği ise, en az enerji kullanımı ile en etkin şekilde işin gerçekleştirilebilmesi işidir. Örneğin; bir odayı eski halojen lambalar aracılığıyla aydınlatmak yerine aynı aydınlatma ihtiyacını daha az enerji tüketerek karşılayabilen led teknolojili lambalar ile aydınlatmak bir verimlilik uygulamasıdır.
Verimliliğin tasarruftan farkı, verimlik akılcı enerji kullanım yöntemleri üzerine odaklıdır, tasarruf ise enerji kullanımını en aza indirme odaklıdır diyebiliriz.
Nasıl Enerji Tasarrufu Yapılır? Enerji Nasıl Verimli Kullanılır?
Ülkemize 2007 yılında 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu yürürlüğe girmiş ve bununla birlikte enerjiyi ta ilk adımından son noktasına kadar yani üretim, iletim, dağıtım ve tüketim aşamalarının her birinde enerjinin en az kayıp ve en verimli yöntemlerle kullanılması zorunlu hale getirilmiştir.
Kanun kapsamında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü önderliğinde, sanayi ve bina sektörlerinde ayrı ayrı enerjinin nasıl verimli kullanılması gerektiğine dair bilgilendirici çalışmalar ve örnek uygulamalar yapılmaktadır.
Günümüzde ise "Milli ve Enerji Enerji Politikası" kapsamında enerji ithalatı azaltıcı, enerji teknolojisini takip ederek yenilikler ortaya konmasını sağlayıcı, başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere yerli enerji kaynaklarının sonuna kadar kullanılması ve enerjinin etkin ve verimli kullanılması konularına odaklı bir politika uygulanmaktadır.
Bu kapsamda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü önderliğinde Milli Eğitim Bakanlığı'nın desteği ile "Yenilenebilir Enerji ve Maden Liseleri"nin sayısı artırılmış, müfredatlar içerisine "Enerji ve Verimlik" konuları dahil edilmiş ve bu konular hakkında bilgilendirici ve farkındalık kazandırıcı yarışma gibi pek çok etkinlikler düzenlenmektedir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve bakanlığa bağlı ilgili ve ilişkili kurumlar başta olmak üzere çeşitli kurum, kuruluş ve derneklerin yapmış olduğu pek çok uygulamaya çeşitli kanallardan ulaşarak örnek uygulamalarını öğrenebilirsiniz. Aşağıda bazı kurumların yapmış olduğu uygulamalar ve bilgilendirici yayınlar yer almaktadır:
Şunu da ayrıca belirtmek gerekir ki; enerji tasarrufu, yalnız kullanmadığımız cihazları kapatmak yada fişten çekmek değildir. Kullanılan ürünlerinde çevreye saygılı, daha az enerji ile tüketen cihazların seçimiyle de alakalıdır. Örneğin, beyaz eşya sektöründeki AA ve AA+ cihazlar minimum enerji tüketimi ile maksimumda fayda sağlamaktadır. Yine pek çok sektörde verilen hizmetin veya satılan ürünün enerji verimliliği ve çevre dostu olduğunu gösteren "Yeşil Yıldız, Yeşil Bina, Yeşil Etiket" gibi etiketler bulunmaktadır.
Tüketici olarak bizlerin bilinçlenerek aldığımız hizmetlerde ve ürünlerde ne kadar enerji tüketilerek ne kadar kazanç elde ettiğimizi sorgulamamız ve sorgulatmamız gerek.
Enerji Tasarrufuna Bir Örnek: Yaz Saati Uygulaması
Londra'da Greenwich üzerinden geçen boylam sıfır noktası olarak kabul edilmekte ve Londra'dan doğuya doğru ileri gidildikçe saat dilimleri GMT+1, GMT+2, GMT+3 olarak belirlenirken; başlangıç boylamından batıya doğru geri gidildikçe GMT-1, GMT-2, GMT-3 olarak belirlenmektedir. Türkiye, 26° ve 45° doğu boylamları arasında yer alan ülkemiz, GMT+2 ve GMT+3 saat dilimlerinde yer almaktadır.
26/12/1925 tarihli ve 697 sayılı Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanun'un 2 nci maddesinde belirtilen "Griniç'e göre otuzuncu derecede bulunan boylam dairesi bütün Türkiye Cumhuriyeti saatleri için esas alınır." hükmüne dayanarak, 1984 yılından bu yana Greenwich'e göre 30. derecedeki boylam dairesi bütün Türkiye saatleri için esas alınmıştır. Buna göre Türkiye'nin ulusal saati GMT+2 zaman dilimine karşılık gelen saattir.
Yaz saati uygulaması (YSU), diğer bir deyişle ileri saat uygulaması yaz ayları boyunca ulusal saate göre saatlerin 1 saat ileri alınması şeklinde gerçekleştirilen uygulamadır.
YSU'nun yıl boyu uygulanmasıyla halihazırda sağlanan enerji tasarrufunun artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca, saat değişikliklerinin fizyolojik ve psikolojik açıdan insanlar üzerinde yarattığı olumsuz etkinin de ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Mevcut uygulamada, YSU başlangıç ve bitiş dönemleri olan Ekim ve Mart aylarında psikolojik uyum problemlerinin yaşandığı; saat değişikliklerinden kaynaklanan biyolojik saat bozukluğu, stres, kaygı, uyku bozukluğu ve mevsimsel depresyon gibi psikolojik sorunların oluştuğu değerlendirilmektedir. Bu yüzden, 2016/9154 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile "Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla bütün yurtta saatlerin yeniden düzenlenmesi hakkındaki 14/3/2016 tarihli ve 2016/8589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer alan "-30 Ekim 2016 Pazar günü saat 04:00'ten itibaren bir saat geri alınması;" ibaresi yürürlükten kaldırılarak, gün Işığından daha fazla yararlanmak amacıyla; bütün yurtta 27 Mart 2016 Pazar günü saat 03:00'ten itibaren bir saat ileri alınmak suretiyle başlatılan YSU'nun, her yıl, yıl boyu sürdürülmesi" kararlaştırılmıştır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Dönmez, yaz saati uygulaması ile elde edilen tasarruf ile ilgili geçtiğimiz yıl bir konuşmasında şunları ifade etti:
"Avrupa Birliği de bunu tartışmaya başladı. Şimdi onlar da tek saat uygulamasına geçmek üzere harekete geçti. Sürekli yaz saati uygulamasına geçince tek zamanlı tarifeler için yaklaşık 540 milyon liralık, 3 zamanlı tarifeler için de 800 milyon liralık bir tasarruf söz konusu. Hesap yanlışlığı şuradan kaynaklanıyor; gün içerisindeki toplam talep artışı sanki saat farkından kaynaklanıyormuş gibi algılanıyor. Burada kıyaslanması gereken saatler, gün doğumu ve gün batımındaki saatler olması lazım. Diğerlerini mevsimsellikten arındırdığınızda aslında bu hesabın doğruluğunu siz de görmüş olacaksınız."